Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Çözüm Yollarını da Konuşalım!

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 23 Oca 2015 22:44 #33

  • etik
  • etik Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Junior Uye
  • Gönderiler: 21
  • Teşekkür Sayısı: 11
  • Başarı: 0
Kendi adıma derneklerden birine üyeyim ve bu güne kadar yapılan toplantıların neredeyse tamamına katıldım (Ankarada olmanın da avantajı var).
Hepimiz aynı sorunlara muhatapken ve umutların tükenme noktasına geldiği şu günlerde sektörün neredeyse % 95'ine 'Göbeğini Kaşıyan Adam' muamelesi yapmak hiç de doğru değil.Mühim olan sitede yazan sayısı değil,yazılanların kaç kişi tarafından okunuyor olmasıdır.
Kısacası hali hazırdaki iki dernek 1800 kuruma yazılı olarak veya bizzat telefonla arayarak ulaşsa ve sağlayacakları katkının ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir davetiye ile toplanmayı önerse sanırım katılım çok daha farklı olur.
Hepimizin özlemi yaptığımız işe saygı duyulması
Saygılarımla...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, faruksevindi

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 23 Oca 2015 23:17 #34

  • akca1
  • akca1 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Yeni Uye
  • Gönderiler: 15
  • Teşekkür Sayısı: 2
  • Başarı: -1
etik arkadaşa aynen katılıyorum.ildeki tüm kurum sahipleri bizzat aranmalı hatta bir ekiple gidilip ziyaret edilmeli o bölgedeki hangi kurumların üye olduklarını bizzat kendilerine bildirilip kendininde katılması sağlanmalı.öyle üye yi icraya verip aidatı istersen elbetteki üyede dernekten soğur tabi..bu sitedende de il il hangi kurumların üye olup katıldıkları bildirilirse diğer kurumları üye olan arkadaşlar üye olma noktasında ikna edecektir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, faruksevindi

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 01:22 #35

  • hbetli
  • hbetli Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 52
  • Teşekkür Sayısı: 13
  • Başarı: -1
Kurum sahibi olupta bu siteden forumdan haberi olmayan arkadaşlarımız var toplantının var Olduğunu bilen yok bence il ve ilçe Kurumlardan sadece birini arayıp böyle bir toplantı olduğunu herkes kendi Arasında telefon zinciri olur ve herkesin biliğisi olur ve katılım fazla olur .
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 01:36 #36

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
etik yazan:
Kendi adıma derneklerden birine üyeyim ve bu güne kadar yapılan toplantıların neredeyse tamamına katıldım (Ankarada olmanın da avantajı var).
Hepimiz aynı sorunlara muhatapken ve umutların tükenme noktasına geldiği şu günlerde sektörün neredeyse % 95'ine 'Göbeğini Kaşıyan Adam' muamelesi yapmak hiç de doğru değil.Mühim olan sitede yazan sayısı değil,yazılanların kaç kişi tarafından okunuyor olmasıdır.
Kısacası hali hazırdaki iki dernek 1800 kuruma yazılı olarak veya bizzat telefonla arayarak ulaşsa ve sağlayacakları katkının ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir davetiye ile toplanmayı önerse sanırım katılım çok daha farklı olur.
Hepimizin özlemi yaptığımız işe saygı duyulması
Saygılarımla...

Kusura bakmayın ama size pek katılamıyorum.

Kurumların neredeyse tamamına yazılı mektup yollanan bir toplantıyı hatırlıyorum. Hatırladığım kadarıyla 40-45 kişi civarında bir katılım olmuştu.

Ayrıca, dediğiniz gibi, "göbeğini kaşıyan adam" yerine kurumlar çağrıları, yazılanları, toplantıları takip ediyor, araştırıyor, okuyor durumunda olsalar şimdikinden çok daha aktif bir topluluk görürdük. Tabiri siz kullandığınız için kullandım, yoksa ben öyle olduklarını düşünmüyorum ama çoğunluğun sektörel birliktelik kültürüne sahip olmadıkları kanısındayım.

Kurumların tek tek aranması, her biriyle 1 dakika görüşseniz günde 8 saatten 4 gün sürer! Ziyaret etmenin alacağı zamanı düşünemiyorum bile...

Her iki dernek de geçtiğimiz yıllarda pek çok ilde, çeşitli kereler toplantılar düzenlediler. Yani bu öneriler iyi güzel düşünceler ama denenmemiş şeyler değil. Diğer taraftan dernek bütçeleri de kısıtlı ve kaynaklarını öyle çok rahat kullanamıyorlar. Düşünecek olursanız 1800 kuruma 2 satır mektup yollamak bile hatırı sayılır bir maliyet oluşturuyor.

Ayrıca, kişisel olarak bu alanda çalışan bir kurumun kendi sorunlarına duyarlı olmasını beklerim. Siz Ankara'da bir kurum olarak toplantılara katılırken, sadece Ankara'da 100'den fazla kurum olduğunu düşündüğünüzde, Türkiye geneline açık yapılan bir toplantıya 40-50 kişinin katılmasını normal görebilir misiniz? Bana pek normal gelmiyor. :)
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: faruksevindi

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 09:09 #37

  • faruksevindi
  • faruksevindi Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 70
  • Teşekkür Sayısı: 108
  • Başarı: 1
herkese mutlu huzurlu sağlık ve bereketli bir gün diliyorum.

bu toplantının her zamankinden daha verimli, daha heyecanlı, daha başarılı olacağına inanıyorum.

Acil Eylem Platformunun hepsini bekliyorum.

tartanc, Ali Galip bey ve barışltd nin yemek masasını hazırlattım. kahve arasında ben de sohbetlerine katılacağım.

Sayın telkin in de son dönemki katkıları nedeniyle bekliyorum.

önemli kararlar alacağız. önemli açıklamalar, strateji önerilerimiz var. bunları paylaşacağız.

katılımcı sayısına takılmıyorum.

yine de son dakikada katılmak isteyenlerin Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine mail atın ki yer ayırtalım, planlama yapalım.

kim buraya katılmak isterse ve gelemediyse o bir eksik işte benim için önemli olan o.

saygıyla, sağlıcakla
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, barisltd, AliGalipDursen

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 09:21 #38

  • faruksevindi
  • faruksevindi Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 70
  • Teşekkür Sayısı: 108
  • Başarı: 1
TÜM ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON KURUMLARI DERNEĞİ
(ÖZERK-DER)
06.068.066
SAYI :2015.01.06 12/01/2015
KONU : 2015 Yılı Bütçe Uygulama Tebliği


Maliye Bakanlığına

Ne mutlu ki; Özel Eğitim ve Rehabilitasyon hizmetleri, bu gün yaklaşık 300.000 engelli bireye, 2.000’ e yakın kurumda 40.000’ i aşkın personel ve 7.000’ e yakın araçla ücretsiz olarak ve kamudan destek alınamadan verilen servis hizmetiyle, en önemlisi de kamudan aktarılan ödeneğin neredeyse yarıya yakınını devletimize geri aktaran büyük bir sektörel alana dönüşmüştür.
1990 lı yılların ortasında başlayan, 2006 da 5378 sayılı kanunla bu gün neredeyse 10 kart artarak gelişen özel eğitim ve rehabilitasyon alanı, engelli birey ve ailesini içine alan, engellinin; sosyal, duygusal, akademik, davranışsal ve benzeri alanlarda gelişimindeki yetersizlikleri gidererek, toplumsal yaşama katılımını hedefleyen ve engelli birey ile ailesinin yaşam kalitesini yükseltmek için yapılan çalışmaların bütünüdür. Dolayısı ile sadece engelli bireyle yapılan bireysel eğitim seansları değil, çok boyutlu, karmaşık ve bir ekip çalışması gerektiren süreçlerin tamamıdır.
Alanın düzenlenmesi ve gelişmesi açısından önemli gelişmeler sağlanmış olmasına rağmen, uygulanan ücret politikası başta olmak üzere mevzuat düzenlemeleri ile hizmet sunamaz duruma gelmiş bulunmaktayız. Özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin tamamı kamudan aktarılan kaynakla yürütülmektedir. Kamudan aktarılan bu kaynak; yıllara göre enflasyon oranları baz alınarak hesaplanmadığından nitelikli eğitim hizmeti sunmakta kurumlar olarak zorlanmaktayız. Kurumlara aktarılan eğitim ödeneği, neredeyse sadece personel giderlerini karşılamaya yetmektedir. Bu nedenle kurum mali yapılarının bir çoğu birikmiş borç yükü ile uğraşır hale gelmiştir.
Şu anda Mili Eğitim Bakanlığı yaptığı mevzuat düzenlemeleri ve uygulamalarda engelli birey ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılanmaktan ziyade, tasarruf kaygılarının öne çıkarıldığı bir yaklaşım sergilediğini üzülerek izlemekte ve yaşamaktayız. Buna gerekçe olarak ta zaman zaman Maliye Bakanlığının tasarruf kaygılarından kaynaklandığını gerekçe göstermektedir. Oysa gerçeklikten uzak tasarruf kaygısıyla yapılan bu düzenlemeler, var olan kaynağın da verimli kullanılmasını olumsuz etkilemektedir. Unutulmamalıdır ki yapılan her bilimsel düzenleme engelli bireyin yararına olduğu gibi her kesinti de önce engellinin, yeterli ve doğru hizmet almasını engellemektedir.
Tasarruf kaygılarından uzak engelinin menfaatlerini koruyan ve engelliye artan kalitede özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetinin sunulmasını sağlayan bir bütçenin belirlenmesini istemekteyiz.
Tablo 1 incelendiğinde 2004-2014 yılları arasında eğitim ücreti artışında hissedilir bir artış olmadığı gibi, ücreti ödenmeden aylık zorunlu bireysel eğitim seans sayısı 6’dan 8’ e, grup eğitim seansı da 2 den, 4’ e çıkartılmıştır.
Ayrıca anayasaya ve 5378 sayılı özürlüler kanununa aykırı, özürlüler arasında ayrımcılığa da neden olan, haksız ücretsiz öğrenci uygulaması adı altında kaynaktan kesinti yapılarak %3 iskonto uygulaması da halen dayatılmaktadır. (Tabloda 1’ de yıllara göre özel eğitim ve rehabilitasyon ücretleri olarak belirtilmiş olup KDV dahildir).

YIL BİRE BİREYSEL+GRUPVERİLENs SEANSoASGARİ ÜCRETE GÖRE OLMASI GEREKEN SEANS ORTALAMASI ASGARİ ÜCRET
2004 TEK ÜCRET 300.00 6+2 37.50 38,81 303.07 318.23
2005 329,38 329.38 6+2 41.17 43,75 350.15
2006 388.80 388.80 6+4 38.88 38,04 380.46
2007 388.80 388.80 6+4 38.88 41,1 403.03 419.15
2008 315.36 406.08 6+4 40.60 49,24 481.55 503.26
2009 326.32 422.28 6+4 42.22 53,68 527.13 546.48
2010 335.88 432.00 8+4 36.00 48,98 576.57 599.12
2011 370.44 475.20 8+4 39.60 53,7 629.96 658.95
2012 396.36 508.68 8+4 42.33 60,03 701.13 739.79
2013 426,88 534,6 8+4 44,5 65.69 773,01 803,68
2014 441,72 565,92 8+4 47 72,37 846,00 891,03
2015 TEK ÜCRET974,8 Bireysel 10 81,23 949,07
Bir+Grup8+4 1000,54


Sonuç ve Öneriler;
2015 yılı Bütçe Uygulamalı Talimatı içeriği ile ilgili olarak derneğimizin engelli ve ailesi, üye kurumlarımızın (hizmet sunucular) beklentileri aşağıda sunulmuştur;
1) Bütçe Uygulama Talimatı birçok yıl olduğu gibi Ocak ayı içerisinde yayımlanmasını,
2) 2015 yılı için yeniden değerleme oranı %10,11 dir. Kurumlarımız ekonomik çıkmazlar nedeniyle son yıllarda hızla el değiştirmiş, birçok kurum da kapanmıştır. Ücret ayarlamalarında hizmet sektörünün bilimsel olarak hesaplanması gereken kar oranı da hep göz ardı edilmiştir. Bu nedenle tablomuz incelenerek talebimizin değerlendirilmesini,
3) Bireysel ve Grup Eğitim için ayrı ayrı ücretlendirme uygulamasına son verilerek, tek ücretlendirme yapılmasını,
4) Aile Eğitimi ve Danışmanlığı hizmeti zorunlu hale gelmiştir ama ücretlendirilmemiştir, bunun da ücretlendirilmesini,
5) Yıllık ücretin 2015 yılından itibaren, her yıl için bir asgari ücretle belirlenmesini talep etmekteyiz.
Ayrıca aylık ödeneklerin zamanında aktarılması konusunda gösterdiğiniz duyarlılık nedeniyle başta Maliye Bakanlığı yetkilileri ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürümüz ve diğer MEB yetkililerine şükranlarımızı iletmek isteriz.
Gereğini bilgilerinize arz eder; buradaki konuların ayrıca açıklığa kavuşturulması hususlarında her türlü katkı vermeye bir görev anlayışı içinde hazır olduğumuzu;
Saygıyla takdirlerinize arz ederim.

Faruk Sevindi
Özerk-Der
Yönetim Kurulu Başkanı
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, etik, AliGalipDursen ve bu kullanıcının diğerlerinden 2 teşekkürü var

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 11:50 #39

  • ozeltercih
  • ozeltercih Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 674
  • Teşekkür Sayısı: 371
  • Başarı: 4
Metnin dili uzun yıllardır sunulan raporlardan biraz farklı olmuş. "Ne mutlu ki" ile başlayan pozitif bir metin.. Hoş olmuş bence. Bu sunulması düşünülen (yani henüz sunulmamış) bir metinse, iki hususun aralara eklenmesi uygun olabilir diye düşünüyorum. Bunlardan birincisi, hemen hemen her yıl özel eğitim için ayrılan bütçe oranından -sürekli- daha düşük oranda tebliğ yayınlandığının vurgulanması, ikincisi de tablodaki ücretlerin KDV siz olarak sunulması.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd

Çözüm Yollarını da Konuşalım! 24 Oca 2015 13:34 #40

  • sevgiisigi
  • sevgiisigi Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Tecrubeli Uye
  • Gönderiler: 139
  • Teşekkür Sayısı: 48
  • Başarı: -1
Geldiğimiz nokta nasılda yıllar önce yapılan dernek toplantılarında ifade etmeye çalıştığım noktaya geldi. Bakanlık ve biz, kurumlar olarak güzel bir nimeti heba ettik. Sorun kamuoyunun alğıladığı şekli ile bir Hırsızlık yada talan sorunu değildir. Tek kelime ile ifade etmek gerekirse sorun bir VERİMSİZLİK sorunudur. Çünkü ülke imkan ve kaynaklarına mukayese ile verilen daha doğrusu verilmeye çalışan Engelli Birey Eğitim Hizmeti yetersizdir. Hiçbir Devlet yada Bakanlık hırsızlık ve talan yapılmasını istemez. Aynı şey bizim ülkemiz ve Milli Eğitim Bakanlığımız içinde geçerlidir. Sorun tekrar ifade etmek gerekirse HIRSIZLIK değil VERİMSİZLİK sorunudur.

Dernek toplantılarında (özellikle 2007, 2008 yıllarında)söz alıp temel sorunun verimsizlik olduğunu ve bu sorunun nasıl çözülebileceği konusunda görüşlerimi ifade etmeye çalışmış ve demiştim ki;

1 Eğitimin en temel ön koşulu olarak önce öğrenci düzenli bir şekilde bir okula gidecek, sonra düzenli bir şekilde belirli öğretmen yada öğretmenlerle derse girecek ki, makul bir başarı hedeflenebilsin. Eğitimde başarının yolu İSTİKRARDAN geçer. Oysa fiili durumda öğrenci 3 ay bir kurumda 5 ay bir diğer kurumda. Öğretmen için de durum aynıdır. Bakanlık bugün (2007 koşullarında) mevcut yönetmelikle bu istikrarı sağlayamıyor. Rekabet koşulları adil değil. Veliye bir yaptırım yok. Bu durum bizi sadece haksız rekabet nedeniyle bir birimize düşürmekten başka bir şey değildir. Bakın şu salonda 100 kişiyi geçmeyen bir kitle var. Biz bir birimizi varlığımızın tehdidi olarak algılıyoruz. O batsın sonra ben onun çocuklarını ve öğretmenlerini alırım mantığı. Bu durumda olan bir sektörün derneği de başarılı olamaz. Özetle Bakanlığımız çıkardığı bu yönetmelikle bu iş en iyi nasıl yapılmaz dedirtecek bir yapı oluşmasına neden oldu.

2 Bizim de Kurumlar olarak hatamız büyük. Evet Bakanlık bir türlü bu işi bir düzene koyamadığı için kabahatlidir ancak bizde sektörden ekmek yiyenler olarak bu işin daha iyi nasıl yapılacağına dair ortaya somut bir şeyler koymuyoruz. Beklentilerimiz seanslara zam, öğretmen sayısı artsın vs.vs.. Oysa bizim projelerimiz olmalı. Bu işi daha verimli hale nasıl getirilebilir. Bu kürsüden uyarıyorum. Bu yapı ila nihayet böyle gitmez. Deniz bir gün biter. Hep ne alacağını hesap edip bir kez olsun kendisinin de ne vereceğini hesap etmeyenler kaybeder. Bakın şimdiden kamuoyu olayı hırsızlık olarak algılıyor. Ozamanlar Ali Kırcanın Siyaset Meydanı çok popülerdi. Demiştim ki gelin her birimiz 500 er TL derneğe ödeme yapalım ve Dernek bu işi kamuoyunu gündemine taşısın. Siyaset üstü yaklaşalım. Amaç Ak Partiye vurmak olmasın. Projelerimiz var. Bu paralara daha fazla eğitim bile verebiliriz demiştim. Bu sayede sektörümüzü içinde bulunduğu sorunlardan kurtarabiliriz. İstanbul Minyatürk te yapılan toplantıda bu görüşümü bir kez daha söylemiştim. Ozamanki dernek başkanı sanki dünyanın en saçma önerisinde bulunmuşum gibi karşı çıkmıştı. 2007 yılında Ankara yürüyüşünde 50 kurum bile toplayamamıştık.

Özetle başta Bakanlığımız olmak üzere, biz kurumlar ve veliler olarak hepimiz kabahatliyiz. Burada tek kabahati olmayan Çocuktur. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bir Afrika ülkesi özel eğitim hizmeti hazırlasa onlar bile bu kadarını yaparlardı. Peki biz Türkiye olarak bu seviyeye layık mıyız? Bence layık değiliz. Peki Müstehak mıyız? Evet müstehakız.
Yıl 2015 oldu. Sorun aynı sorun olarak olduğu gibi duruyor. Böyle olmasaydı damar tanıma gibi bir tedbiri bugün uygulamaya koymazlardı. Sorun hala yanlış algılanıyor. Sorun Verimsizliktir. Çözüm tedbir almak değil işi doğasına uygun hale getirmektir. Iskalanan hep bu olduğu için de sektör düzelmez. Bu kadar itibar kaybına uğradıktan sonra şimdi 2007 den buyana zamanı nasılda hoyratça tükettiğimiz daha net ortaya çıkıyor.

Bu gün çok daha zor bir durumdayız. Çözümler belli de ortada ne bu çözümler konusunda bir sektörel birliktelik var nede bu sorunu doğru teşhis edip çözebilecek bir bakanlık var. Çözüm maalesef tıpkı deprem sonrası toz duman çöktükten sonra nereden başlanılacak misali kurum kapanmaları ve birleşmeleriyle yeniden ele alınacak gibi gözüküyor.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd
Sayfa oluşturma zamanı: 0.387 saniye
Sistem Kunena Forum