BAŞLIK: Bence;

Bu arada kimse ustune alinmasin sozum sektordeki herkese genel bir sitem neden hep denenmisi deniyorsunuz seklinde

Başkaları adına yanıt vermek bana düşmez ama; burada görüş yazan ben olduğum için yazdıklarınızı üstüme alıyorum.

Şimdi arkadaşım; Başka türlüsünü, daha iyisini yapıyorsanız, buyrun yapın. Elinizi tutan da yok, engel olan da yok.

"Sektörün yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var" demekle bitmiyor iş. Hadi buyrun yapılandırın!

Elimizde daha iyi seçenekler var diyorsanız buyrun hep birlikte o seçenekleri değerlendirelim!

Ayrıca üslubunuz da son derece uygunsuz. Biz koyun değiliz, kimsenin arkasından gitmiyoruz! Bir grup insan iyi niyetle bir şey yapmaya çalışıyor, bir inisiyatif ortaya koymaya çalışıyor. Yapılanları beğenmiyor musunuz? Elbette hakkınızdır, beğenmeyebilirsiniz. İyi de bize ne "onun sekretetine o onu demiş, bu bunu demiş?"

Dedikodu mu yapıyoruz, çözüm mü arıyoruz?

Evet, buyrun sizin çözüm yollarınızı da görelim. Belki aklımıza yatar size de destek oluruz!

***********

Küçük bir not: Bence iyi bilmediğiniz konularda da çok büyük konuşmayın!

Sektördeki 2 dernek önce birleşme kararı aldılar. Bu derneklerden birisi Özerkder'di ve birleşmeyi teşvik eden de oydu. Kuruluş olarak daha eskidir. Ancak kurulan birleşik derneğin yeni politikalarını onaylamadıkları için ayrılıp tekrar eski derneğe dönüş yaptılar. Yani öyle o dernekte görev yaptı, oradan ayrıldı burayı kurdu falan gibi bir şey yok. Bu bir tercihtir. Siz nasıl ki beğenmeyip bu oluşum içinde olmak istemiyorsunuz, herkesin aynı hakkı vardır. Bu tercihi için de eleştirilemez.

mdemircan kısmına girip gereksiz bir polemik başlatmak istemiyorum. Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş demekle yetineceğim. demircan ve arkadaşları yola çıktığı amaçları başarabilseydi sizin bugün bu işi yapmaya devam edebileceğiniz şüpheliydi.

bana kalırsa her durumda "Damar İzi Kimlik Doğrulama Sistemi" hiç bir muğlaklığa zemin bırakılmadan ret edilmelidir... bu sistemle hukuki süreç ne aşamada olursa olsun mücadele edilmeli ve her durumda (her durumdan kastım, çeşitli mevzuat değişiklikleri ile kurumları rahat ettirecek adımların atılmasını bile kastediyorum) bu "sistemi" alanımızdan çıkarılacak "şeytan" olarak ele almamız gerekmektedir...

sayın barışltd; "fazlası yok eksiği var anlattıklarımın" dediği zaten bizi bu konumlanışa iten temel şey olmalıdır...

daha önce yer yer ifade etmeye çalıştım; bu "sistemden" dolayı kapanacak kurum sayısı çok az olacaktır... ama bu kurumların zarar etmeyeceği, çalışma biçimimizin bizi çok yormayacağı vb. anlamına gelmez...

şu anlama gelecek, bir çok kurum; "bir şekilde" ayakta kalmanın yolunu bulacak...

"bir şekilde" kavramı çok farklı ve karmaşık süreçleri kurumları beklediği anlamına gelmektedir... bu "bir şekilde" kavramının altını bir çok kurum farklı dolduracaktır... kimisi birleşmeye gidecek, kimisi başkasının batmasın bekleyecek, kimisi yasal ve teknik sorunlar nedeni ile boşluklardan, gelecekte karşılaşacağı "olası" risklere rağmen, yararlanacak; kimisi "tasarruf" ve doğru şeyler yaparak ve belli bir zararı göze alacak; kimisi zararı doğrudan göze alacak kendi yapılanması içerinde; kimisi daha fazla kişi çalıştırarak; kimisi daha az kişi çalıştırarak; bunlardan başka bir çok farklı yöntem kullanılarak... çok büyük bir çoğunluğumuz; "elimizi verdik bari kolumuzu kurtarılım" mantığıyla bu "sapık sistemle" kapanmadan yolumuza devam etmeye çalışacağız... gerçek bu...

ama ne olursa olsun, Damar İzi Kimlik Doğrulama Sistemine karşı mücadele etmek zorundayız...

çünkü meselenin bir "kontrol sistemi" olmadığını anlamak zorundayız...

yoksa barışltd'nin dediği gibi; kapının önünde bir memurun durması hem daha az maliyetli, hem daha insancıl, hemde bu sisteme göre daha işlevli (şaka bir yana diyorum ve bir taraftan şaka değil gerçek diyorum)...

daha başka bir ifade ile; kapının önüne bir memur koymak çok daha avantajlı iken; sadece kurum girişine: gerekli teknolojik yapı ile kamera koymak arasında bir fark yoktur...

bence; doğru bir düzenleme ile: "sadece girişe" eğitimcinin ve engellinin kuruma girdiğini kanıtlayan bir görüntüleme ve kayıt sistemi kurulması yeterli olabilirdi... dünyanın her yerinde ve ülkemizde, teftişler belli bir "örneklem kümesi" üzerinden yapılır. yani teftiş madem her yıl tefti yapıyorlar ve en az iki gün kurumlarda kalıyorlar, sadece o yılın rastgele (özel bir şkayet veya durum yoksa) 3-5 günlük kayıtlarına ve ders programına bakarak, teftiş edebilirler kurumları...

hem maliyetinin düşük olması, hem bir çok teknik sorunu aşma kabiliyetinin yüksek olması, hem de belirli biçimlerde esnekliğinin daha basit olması; Damar İzi Kimlik Doğrulama Sistemi'ne "pekala" alternatif olabilirdi... (kimse yanlış anlamasın, engelli, ailesi, toplum, hizmet veren kurum ve kuruluşlar, hizmet alan devlet yada kişiler bir çok şeyin yeniden ve baştan sona değiştirilmesini düşünen biri olarak, bu günkü durumda saçmalığın karşısına saçmalık koymak niyetinde değilim; sadece Damar İzi Kimlik Doğrulama Sisteminin; geliş nedenleri, sistemin kendi iç sorunlarını, gelecekte otaya çıkaracağı ciddi problemlere dikkat çekmek istiyorum)...

bizim alanımızda; hem gerçekten "bazı gariplikler" var olduğu için, hem geçmişten gelen önyargılar olduğu için, hem haksız kazanç olduğu için, vb. gerçekten bir "takip sisteminin" olması gerektiğine inanıyorum, ve bunun önümüzdeki yıllarda bizi rahatlatacak, ve taleplerimizi daha güçlü ifade etmemizi sağlayacağına inanıyorum...

ama bu "takip sisteminin"; hem kendi "yapısından", hem bu "mevzuat" çerçevesinden uygulanmasının mümkün olmadığını... mücadelenin bu iki esen arasında doğru kurulacak bir bağlantıdan geçtiğine inanıyorum...

bu "takip sistemi" bu yapı yada başka yapı ile bir çok olumsuz sorun doğuracaktır;

bu "mevzuat" çerçevesinde isterseniz "en sağlıklı takip sistem" kurulsun, garabet sonuçları olacaktır...

"su akar yolunu bulur", bugünkü yapıda "tehlikeli" bir deyimdir...

Sn egemenege'nin yorumuna katılıyorum.

Bu sistemin kabul edilebilir bir yanı olmaması bir yana, doğru düzgün uygulanabilirliği son derece düşük...

Evet, kurumların büyük çoğunluğunun kapanmasına yol açmaz belki! Ama yönetmelikte bir kaç oynama yapılıp sorunlar çözüldü denilebilecek bir durum yok ortada...

Ben de bu günlerde bazı arkadaşları anlamakta güçlük çekiyorum.

Derneği eleştiren ve konumuzun dışında yazan arkadaşların son toplantıya katılmadıkları aşikar.

özellikle daha önceki fikirlerine saygı duyduğum arkadaşların , birlik olmaya en çok ihtiyacımızın olduğu günlerde farklı şeyler yazıyor olmaları hakikaten üzücü oldu.

Bizim tavrımız denetlenmeye, kontrol edilmeye değil.

Asıl Problem;

1-Damar okuma sisteminin teknik alt yapı yetersizliği ve cihazın sorunlu olması sebebi ile bir denetim aracı olmaması. Jokey in iyi mi kötü mü olduğunu ayakları olmayan At a bindirip test edemezsiniz.

2-Öğretmen sorunu hat safhada kalıcı
çözüm bekliyor.

3-Velilerle ilgili sorun var. Öğrencinin derse alınıp alınamaması tamamen velinin ruh haline bağlı bu durum kalıcı çözüm bekliyor.

4-Resmi okulların çıkış saatleri bizlere büyük sıkıntı veriyor, bu durym acil çözüm bekliyor.

Şimdi soruyorum; bütün bunlar çözülmeden nasıl kontrol edecekler yada edileceğiz???

Amaç art niyetse diyecek bir şey yok. Ama yine de ben mücadeleden yanayım.Hz.Ali Efendimizin çok güzel bir sözü var; "Haksızlık karşısında boyun eğerseniz, hakkınızla birlikte onurunuzu da kaybedersiniz"der.

Hakkımızı kayıp etsek te doğru bildiğimiz konuda onurumuzu kayıp etmeyelim derim.

Herkese saygılarımla...

Öncelikle yanlış bir algı oluşmasını istemiyorum. Bu sistemi desteklediğim filan yok.

Sıkıntımız şu; olması gerekenle, olan çok farklı. Biz burada olması gerekenleri yazıyoruz. Fakat olan bambaşka.

Yasal dayanağı olmadan bu sisteme geçildi. 2 emsal karara rağmen uygulama devam ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

Bu kadar çok kişiyi dolaylı ve dolaysız olumsuz etkileyecek bir uygulamanın bir kaç kişi yüzünden olduğunu düşünmek üstelik bir genel seçim öncesi saçma değil mi?

Olması gereken bu sistem saçma,uygulanması pek çok açıdan saçma ötesi. Dediğiniz üzere alt yapıdan tutunda,üst yapıya kadar yetersizlik mevcut.

Olan,bu sistem 59 ilde 01.04.2015 tarihinden itibaren uygulanacak.

Bu illerde olan sayın kurumlar danıştay ın iptal kararlarına rağmen bu sistemi getiren MEB e hukuki

anlamda da geçerliliği olan bir dilekçe ile şayet danıştay ın olası iptal kararından sonra yapılan

masrafları isteyeceğini belirtse.

Pilot illeri anlayamadım. Sayın toplantıya katılmış. Açıklamalar yapmış. Ne dediğini bilmiyorum. Fakat kendisi burada kısaca bir sıkıntı yok diye yazmıyor muydu?

sayın egemen, takip sisteminden bahsetmişiniz. Olması gereken böyle bir sistem saçmalık ötesi.Özel eğitimde hiç olmamalı. Olan böyle bir sistem var.

Sisteme karşısınız fakat hazırlıklarınızı yapıyorsunuz.

Yani demem o ki olması gerekenler başka,olan başka.

01.06.2006 dan beridir yaşadığımız hak kayıpları ortada.

Biz ilk 5 pilot il açıklandığında,hiç bir şey yapmadan kaybettik. Şunu da belirteyim benim yapımda teslim olma yoktur. Esirde düşsem teslim olmam.

Ayrıca yine bence çok hatalar yapıldığına inanıyorum. Belki yanlış düşünüyorum. Şimdi hepimiz her şeyi geriye bakmayalım. Şöyle yapalım böyle yapalım diyoruz. Fakat geçmiş den ders çıkartılmazsa?

Daha ciddi daha organize bir şey yapmalıyız. Dikkat çekmeliyiz. Buluşma çalışmalarının başlangıcında pek çok yere faks çekme, twitter, haber kanallarına canlı yayında mesajlar vardı. henüz bunları dahi yapmıyoruz.

Farklı yollar düşünüyoruz. Bu gayet normal. zaman bizim aleyhimize çalışıyor.

Olanlar ortada iken ciddi ciddi düşünmek gerekir. Bir şeyler yapmak için.Ve zamanımız kalmadı...

Sağlıklar dilerim herkese.

Sayın tartanç,

Sayın gülen 100 toplantıya katıldı evet. Bizlere sistem le ilgili bilgiler verdi sağ olsun. Bu arada sistemle ilgili sıkıntıları da anlattı. Kesinlikle sistemi savunmuyor. Aynen sayın Telkin gibi "başa gelen çekilir" mantığı ile en az nasıl zarar ederiz bunu anlatmaya çalıştı.
Sistemin eli okuduğunu ama ertesi sabah baktığında aslında okumadığını o günkü derslerin boşa gittiğini , Ram da nasıl tanıtıldı ( sağ el, sol el ) o şekil okutmak zorunda olduğumuzu, çocuğun eli kirli ise okutmanın mümkün olmadığını, çocukların sürekli fiziksel olarak değiştikleri için ay da bir tekrar ram tarafından tanıtılması gerektiğini bunun için de bir önceki kaydın bakanlıkça iptal edilmesi gerektiğini ve bunun da 15 günden fazla sürdüğünü,kebdisinin zarar ettiğini, bu zararı kanıtladığını ve MEB e yazdığı halde hâlâ ücretini alamadığını uzun uzun anlattı.

Daha önceden sistemi savunuyor gibi olmasının sebebinin de bizleri hırsız olarak adlandıranların bu terbiyesiz iftiralarından kurtulmak için olduğunu söyledi. Her akşam saat 17 de mebbisin kesildiğini söyledi.
Bir arkadaşın da 59 il bu sisteme geçince ana bilgisayara bağlanan cihaz sayısının artacağını , o zaman internet ve mebbis kesintisinin şu anki durumun 100 katına çıkacağını söylemesi daha da endişelendirdi bütün arkadaşlarımızı.

Kısacası saçımız beyaz mı karamı önümüze düşünce gördük. Gülen 100 isimli arkadaşımız art niyetli olmadığını anlattı. Toplantıya katılması da çok iyi oldu teşekkürler.Kendisi de sistem den şikayetçi ama zorunlu olduğu için boğulmaktan kurtulmak için zorunlu olarak kulaç atmak gerektiğini söyledi.

Neyse avukatı değilim arkadaşın ama ne konuştuğunu merak ettiğiniz için yazayım dedim..

Hepimiz için hayırlısı olsun..

Sayın hancan;

Ben veya başka biri için art niyetli filan demedim.

Telefonda konuştuğum arkadaşlarda bu sistemin öcü olmadığını anlatmışlardı.

Sistemi savunmuyorum ki. Ayrıca.