BAŞLIK: SİSTEME ALTERNATİF

Sn Barısld

Son sözünüze cevabım tabiki evet.Buradaki bakış açısı ve benzer sorunlar için revizyonlara ihtiyaç vardır.

O zaman başlığın isimi sistemin REVİZYONU olmalıdır.

Sayın barısltd,

Yazdıklarınızın tamamı içinde bulunduğunuz çelişki ve tutarsızlıkları, daha da önemlisi savunduğunuz çözüm önerisine en başta sizin güvenmediğinizi gösteriyor.

Sektörün içinde bulunduğu soruna çözüm arıyoruz. Bu da ancak hangi çözüm olursa olsun önce kurumların ve derneklerin daha sonra da MEB'in kabulü ile mümkün olabilir.

Şimdi benim, kendime ve çözüm önerime güvenmemi sanki bir bireyi yada şahısı ikna etmeye çalışmak gibi gösterip, tam tersi kendinizi de sizinle aynı fikri taşımayan birine nezaket gösteriyormuşsunuz gibi ortaya koymanız hem tutarsızlık, hem çelişki ve hemde savunduğunuz çözüme azınlık bir yana bizatihi kendinizin inanmadığını gösterir.

İkna ile ilgili doğru bir yargıya varmak için, kimin ikna eden ve kimin de ikna edilen olduğuna bakmak lazım. Şimdi eğer topluluk bireyi ikna etmeye kalkıyorsa orada “İKNA” kavramı bir sorunu işaret eder. Oysa bizim örneğimizde olan tam tersidir.

Sizin, yanlış kullanmakla birlikte “İKNA” kelimenize karşılık şimdi bende “DEMOGOJİ” mi demeliyim?

Uzun dönemde, yıllar içinde haksız olduğum tek bir konu dahi olmamıştır demişsiniz.

Keşke onların hepsinde haksız olsaydınız da sisteme alternatif gibi bir konuda haklı olsaydınız.

Çünkü önerdiğiniz çözüm, çocuğu- dolayısı ile kurumları ve nihayet sosyal devlet anlayışı ile yola çıkan devletin bu fonksiyonunu yerine getirememesine neden olduğu için mağduriyetler meydana getirmektedir.

Yaptığımız işin dayanağı devletin, Sosyal Devlet kapsamında tüm çocuklara bu hizmetin verilmesini sağlamaktır. Eğitimi aksayacak ya da eğitim alamayacak çocukların sorumluluğunu Sosyal devlete vurgu yaparak devletin alması gerektiğini savunan çözüm önerinizin MEB tarafından kabulü mümkün değildir.

Devlet o çocukların sorumluluğunu ancak yine o çocukları bizim sistemimiz içinde barındırarak ve bizimde ahlaki ve vicdani sorumluluk örneği göstererek yardımcı olmamızla alabilir.

Sizin önerdiğiniz sistemin kabulü sosyal devletin kendisini inkarıdır. Sorun bu gerçeği görmediğiniz değil görmek istemeyişinizdir.

anaeli yazan:
Sayın anaeli

Öncelikle yapmış olduğunuz katkı için teşekkür ederim. Kamu imtiyaz sözleşmelerine tabi olma fikrinizi önemsiyorum. Önerdiğim sistemin bir kamu imtiyaz sözleşmesi şeklinde düzenlenmesinin mümkün olacağını düşünüyorum. Sizin bu konudaki fikrinizi öğrenmek isterim. Sizin böyle bir sözleşme kurgunuz var mıdır?

Sn sevgiisigi,

Kusura bakmayın ama tarzınızdan pek hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Fikirlerimi eleştirebilirsiniz ama siz sürekli beni eleştirmeye çalışıyorsunuz. Buyrun eleştirin. Tutarsızlık, çelişki, kendi söylediklerime bile inanmamam vs. nereden bu sonuçlara vardığınızı doğrusu anlayamadım.

10 yıldır aynı şeyleri söyleyen biri olarak neyi tutarsızlık gördüğünüz doğrusu beni şaşırtıyor.

Sanıyorum konuyla ilgili yeterince mesaj yazdım. Bir ileri gidiş olduğu kanısında değilim. Bundan ötesi ancak konuyla ilgili toplantılarda sonuçlanabilir. Burada sürekli dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylediğimiz kanaatindeyim. O yüzden tartışmayı daha fazla uzatmayacağım.

Görüş ve önerileriniz için teşekkürler.

Sayın barısltd,

Bende göstermiş olduğunuz ilgi ve katkılarınız için teşekkür ederim.

Damar Okuma Sisteminin iptal edilmesi için Derneklerimizin harcamış oldukları emek hiç kuşkusuz taktire şayandır.

Ancak Dernekler damar tanıma sisteminin iptal edilmesine yönelik harcadıkları o emekleri işler daha bu boyuta gelmeden UYGULANABİLİR,SÜRDÜRÜLEBİLİR ve DENETLENEBİLİR bir yapı vaat eden yeni bir sistem yada mevcut sistemi revizyon etmeye yönelik mevzuat düzenlemelerine harcasaydı emin olun çok daha büyük bir iş yapmış olacaktı.

Elbette yürütmenin durdurulmasını küçümsemiyorum ancak bunun yarın karşımıza tekrar çıkarılmayacağının hiç bir garantisi yok.

Yani her zaman olduğu gibi BATAKLIKLA değil SİVRİSİNEKLERLE mücadele ediyoruz. Komik olan aynı şeyi MEB'in de yapıyor olmasıdır. Yani o da işlemez sistemi düzelteceğine eğitim ile hiç bağdaşmayacak uygulamalara imza atıyor. Küçükler büyüklerini taklit eder misali bizde Bakanlığımızı taklit ediyor ve sineklerle uğraşıyoruz.

Bakanlık hem kendisine hem bize, biz de kendimize eziyet etmekten başka bir şey yapmıyoruz.

Şimdi yürütme durdu ve varsayalım ki esastan da iptal edildi ve hatta yine varsayalım ki Bakanlık bu plandan tamamen vazgeçti. Peki bu bizi memnun edecek mi?

Ne bakanlık bir çözüm arıyor nede biz bir çözüm tasarlayıp bakanlığa sunabiliyoruz.

Sistem mevcut hali ile kaldıkça ne biz nede bakanlık asla rahat etmeyecek. Çünkü bu mevcut sistem KURGUSAL olarak SAKATTIR.

Ben adına SİSTEME ALTERNATİF dedim, sizler isterseniz MEVCUT SİSTEMİN ISLAHI yada REVİZYONU deyin hiç fark etmez.

Önerdiğim sistem;

1- Şimdi olduğu gibi "ÇOCUK BAŞINA ÖDEME"yi değil de "SEANS BAŞINA ÖDEME"yi esas alarak,

2- Şimdi olduğu gibi üstelik en ufak bir YETKİDEN yoksun Rehabilitasyon Merkezlerinin sırtına yıkılmış SORUMLULUĞU, ilgili taraflar olan Veli ve Rehberlik Merkezlerine de dağıtmak suretiyle;

UYGULANABİLİR,SÜRDÜRÜLEBİLİR ve DENETLENEBİLİR bir yapı ortaya koymaktadır. Öyle ki, bu sistemde çocuğun derse gelmesini sağlamak bizim AHLAKİ ve VİCDANİ, veli ve Rehberlik Merkezlerinin idari sorumluluğu oluyor.Bu sistem ile çocuğun derse gelip gelmediğini biz Devlete bildiriyoruz. Çünkü bu sistemde MEB bize şimdiki gibi bir sorun değil tam aksine partneri gibi görecek.

Daha ilginç olan ise, DAMAR TANIMA SİSTEMİNi kendisi için kullanması gerekeceğinden bakanlığa biz tavsiye edebiliyoruz.

Bundan emin olabilirsiniz..

Sayın seviisigi, şu anki sistem "ÇOCUK BAŞINA ÖDEME" değildir. Kürsülerden "ÇOCUK BAŞINA ŞU KADAR ÖDEME YAPIYORUUUZ!" diyebilecek, ancak "SEANS BAŞINA ÖDEME" yapacak bir sistemdir. Öyle olmasa seansları kısmaya çalışırlar mı sizce?

ozeltercih yazan:
Sayın ozeltercih,

Meb mevcut durumda bize 8 seans eğitimi 1 çocuk ile sınırlandırmıştır. Ama çocuk bir şekilde gelmediğinde ya da gelemediğinde o planlanmış 8 seans eğitimi veremiyoruz. Bu nedenle Meb in yaptığı çocuk başına ödemedir.

Oysa önerdiğim sistemde bir çocuğa 8 seanstan fazla eğitim verebiliyorsunuz. Buna karşılık gelmeyen çocuk da 8 seanstan az eğitim alıyor. Bir çocuk devamlılığına bağlı olarak 13 saat eğitim alabilirken bir diğer çocuk ise devamsızlığına bağlı olarak 3 seans eğitim alabiliyor. Bu sistemde her çocuk için ayrı ayrı fatura kesmeye bile gerek yoktur. Ekinde bir icmal listesi bulunan tek bir fatura kesmek yeterlidir.

100 kayıtlı öğrencisi olan bir kurum düşünün. Bu kurumun aylık verebileceği seans miktarı maksimum

8x100=800 seanstır. Ancak meb mevcut durumda bizden bu 800 seansı çocuklara eşit şekilde bölerek vermemizi istiyor. Çocuk 8 seansın tamamına gelmiş ise kurumun bir zararı olmuyor ancak çeşitli nedenlerden ötürü 8 yerine 3 seans eğitime gelen bir çocuk kurumun kendisi için hazırlamış eğitim imkanını kullanmamış yada kullanamamış olduğu için kurumun 5 seans karşılığı tutar zararı oluyor.

Oysa benim önerdiğim sistemde;

100 kayıtlı öğrencisi olan bir kurum yine 100x8=800 seans maksimum hizmet planlıyor ancak çocuk hangi nedenden ötürü gelmemiş olursa olsun kurum zarar etmiyor. Biz toplam vermeyi planladığımız 800 seanslık eğitimi verdiğimiz için, kazanmayı planladığımız 800 seansa karşılık gelen ücreti hak etmiş oluyoruz.

Burada çocuğun derse devamlılığının sağlanması bizim ahlaki ve vicdani, veli ve Rehberlik merkezlerinin idari sorumluluğudur. Bu da tam bir Sosyal Devlet Projesine uygun bir yapıyı ortaya koyar.

Önerdiğim sistem Damar tanıma sistemini artık anlamsız kıldığı gibi bunun gerçekte kim için kullanılması gerektiğini de açıkça ortaya koyar. o da veli, dolayısı ile Meb in bizatihi kendisidir.

Ancak önerdiğim sistemde kendisi için de damar tanıma cihazına ihtiyacı kalmıyor çünkü partneri durumuna gelecek olmamızdan ötürü o konuda MEB'e biz yardım etmiş oluyoruz.