Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Özel Eğitim Bakanlık Denetimi

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 09:14 #17

  • karinca02
  • karinca02 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 59
  • Teşekkür Sayısı: 11
  • Başarı: 1
Sayın Garip:
söylediklerinize aynen katılıyorum. Kiracı ev sahibi benzetmesini de oldukça yersiz buluyorum. Kurumlara, mevzuat, yönerge ve kanun çerçevesinde öğrencinizi derse alırsanız bu ödemeyi yaparım diyor. Kurum açmışsınız, o kadar masraf etmişsiniz buyurun bu da yapmadığınız dersin ödemesi diye bir mantık YOKTUR. bu iş için en güzel açıklama; 'Ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin.' olur.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 09:38 #18

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 951
  • Teşekkür Sayısı: 383
  • Başarı: -55
barış'tan inciler:
"Bir ev aldınız, içine eşyasını vs. koydunuz. Sonra bunu kiraya vermeyi düşündünüz. Oturup kiracıyla kontrat yaptınız. Ay sonu geldiğinde kiracı size "ben 10 şehir dışındaydım... evi 10 gün kullanmadım. O yüzden kirayı 10 gün eksik öderim" diyor. Durumun bundan farklı olan yanı nedir?"
sn. barış ev almıyorsun, otel ya da pansiyon işletiyorsun (senin mantığınla). müşteri rezervasyon yaptırıyor,gelmiyor. sen fatura kesebiliyor musun? diyelim kestin müşteri öder mi? sen diyorsun ki ben meb'e keserim müşteri gelmese de "çatır çatır öder!"
örnek: ali'nin 20 haziran saat 10:00'da bireysel dersi var ve mebbis'e de girilmiş. ali tatile gittiği için gelmedi. sen o gün 10:00'da ali'yi mebbis'te derse girdi mi gösteriyorsun? sonra ay sonunda ek-4'te zehra öğretmene ve ali'nin babası ahmet'e de derse geldi diye imza attırıyor ve fatura mı kesiyorsun?
ve bu suçu da evsahibi/kiracı benzetmesiyle rasyonalize ediyorsun? TEBRİKLER...
işte bu mantık 1 eylül'ü getirdi. bir tıp dr.u bunu savunursa, ilkokul 3 terk olup da daha doğru dürüst türkçe konuşamayan ve bu sektöre yalnızca hortum için giren patron müsveddeleri neler yapmaz???
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 15:08 #19

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Ben hizmetin birim fiyatla alınıp satılan bir MAL olmadığını, süreklilik içerdiğini gösteren bir örnek verdim. Elbette beğenirsiniz, beğenmezsiniz keyfinize kalmış.

Ancak bir tıp doktoru olarak bu agresif, herkese saldıran, küçümseyen, aşağılamaya çalışan tavrı sağlıklı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Genellikle altta yatan kompleksler bu tür dışa vurumlara yol açar.
Bu üslubunuzdan hoşlanmıyorum. Bence tarafsız kişilerin de bu konuda fikirlerine başvursanız yerinde olur.

Şunu belirtmeliyim ki, mümkün olsa bu işi MEB ruhsatı ve ödemesi falan almadan yapmayı tercih ederim. Benim velilerim kuruma parmak hesabıyla seans sayarak değil, ne hizmet aldığına bakarak geliyor.

Yolsuzluk denilen şey eksik mal/hizmet vermek kadar sahte, yanıltıcı mal/hizmet vermektir. Eksik seans vererek bir kurum fazladan bir şey kazanmaz. Hileli ama tam seans veren bir kurumda ise çocuk hiç bir şey kazanmaz.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: ozal24, cemkilinc, NergisOzelEgitim

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 15:45 #20

  • cemkilinc
  • cemkilinc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 1051
  • Teşekkür Sayısı: 343
  • Başarı: -1
sayın barış sabrınızı takdir ediyorum.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 15:57 #21

  • AliGalipDursen
  • AliGalipDursen Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 343
  • Teşekkür Sayısı: 655
  • Başarı: 16
Arkadaşlar,

Bir hizmetin temin edilebilmesinin ilk koşulu hizmet sağlayanın hizmeti sağlamaya devam etmesidir. Çocuğunuzu gönderdiğiniz okulun, babanızı yatırdığınız hastanenin, yemek yediğiniz lokantanın yerinde durması ve işlemesi gerekir ki anılan hizmetlere erişebilesiniz. Tam da babanız hasta olduğunda hastane kapanmış ise o hastanenin size bir yararı olmayacaktır.

Hizmetin temin edilebildiği durumlarda hizmetin nasıl sarf edilebildiği öne çıkar; siz bu hizmeti örneğin yemek yediğiniz lokantada olduğu gibi canınız istediğinde de sarf edebilirsiniz, elektrik dağıtım şirketi ile yaptığınız gibi bir abonelik esasına tabi olarak sürekli de sarf edebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz eğitim hayatı boyunca sürekli bir hizmet almak, hizmeti sürekli sarf etmek durumundadır. Satın aldığınız ve kullandığınız bir yazılımın bakım hizmetleri de sürekli sarf edilen hizmetlerdendir. Siz bu hizmet için örneğin yıllık bir bedel öder ve gerek güncellemeleri almaya, gerekse de arıza durumunda destek istemeye hak kazanırsınız.

Hizmetlerin ücretlendirilmesi nasıl sarf edildikleri ile yakından ilişkilidir. Elektrik dağıtım şirketiniz size her ay bir fatura düzenler, bu faturada sizin sarf ettiğiniz güç dışında şirketinizin hazır bulunurluk maliyetleri de yer alırlar. Siz hem sarf miktarınızı hem de şirketinizin size hizmete devam etmesi için giriştiği maliyetleri ödersiniz. Yemek yediğiniz lokanta sadece canınız çektiğinizde gidip yemek yediğiniz için, yemediğinizde oluşan fire, kayıp işçilik, lokasyon kira ve amortismanları, kayıp enerji maliyetleri vb.ni yediğinizde talep ettiği ücrete ekler, siz böylelikle yedikleriniz kadar yemediklerinizi de ödersiniz. Eğer çocuğunuz özel okula gidiyor ise okul size çocuğunuzun kayıtlı olduğu süre için hesap edilen bir tutarı fatura eder ödersiniz, çocuğunuzun devamsızlıkları vb. bu tutardan tenzil olunmaz. Çünkü okul kayıtlı öğrencileri için hizmete devam edebilme maliyetini karşılamak zorundadır. Yok çocuğunuz bir kamu okuluna devam ediyor ise, okul sizin vergilerinizden alınan paralarla çocuğunuzun tatilde olduğu ya da hasta olduğu ya da düpedüz haytalık edip okulu kırdığı günlerde de okul idarecilerinin, bakanlık bürokratlarının, öğretmenlerin, hizmetlilerin ücretlerini ödemeye, okulun gereken bakım ve onarımını yapmak için vergilerinizden bir kısım daha kullanmaya devam eder.. Hizmete devam edebilir olmak zorunluluğu nedeni ile çocuğunuzun okulu kırmış olması durumunda bir mali tasarruf üretemez.

Vesselam, ekonominin en yalın tarifi insan ihtiyaçlarını karşılama faaliyeti olduğudur. Bu faaliyeti sürdürebildiğiniz sürece bulabileceğiniz her türlü biçim, yol, yordam geçerlidir, meşrudur. Eğer bu faaliyeti sürdürülemez duruma getiriyorsanız seçtiğiniz her türlü yol, yordam, metot, arkasına yığdığınız ahlaki, kanuni, hukuki, ideolojik, teolojik diskur ne olursa olsun geçersizdir, gayri meşrudur.

Öte yandan eğer eğitimden bahsediyor isek bu özel hizmet alanında nicelikten çok daha önce niteliğin değer taşıdığını sadece yarım gün okul eğitimi veren Finlandiya gibi ülkelerin PISA sınavlarında gösterdiği başarı ispat edebilir. Çocuğu sınıfa tıkıp birdirbir oynatır ise sürebilecek bir hizmet modelinin ne kadar "model" olduğunu sizin ferasetinize bırakıyorum.

Herkese sabırlar ve kolaylıklar dileyerek,
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, ozal24

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 16:08 #22

  • AliGalipDursen
  • AliGalipDursen Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 343
  • Teşekkür Sayısı: 655
  • Başarı: 16
Arkadaşlar,

Bir hizmetin temin edilebilmesinin ilk koşulu hizmet sağlayanın hizmeti sağlamaya devam etmesidir. Çocuğunuzu gönderdiğiniz okulun, babanızı yatırdığınız hastanenin, yemek yediğiniz lokantanın yerinde durması ve işlemesi gerekir ki anılan hizmetlere erişebilesiniz. Tam da babanız hasta olduğunda hastane kapanmış ise o hastanenin size bir yararı olmayacaktır.

Hizmetin temin edilebildiği durumlarda hizmetin nasıl sarf edilebildiği öne çıkar; siz bu hizmeti örneğin yemek yediğiniz lokantada olduğu gibi canınız istediğinde de sarf edebilirsiniz, elektrik dağıtım şirketi ile yaptığınız gibi bir abonelik esasına tabi olarak sürekli de sarf edebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz eğitim hayatı boyunca sürekli bir hizmet almak, hizmeti sürekli sarf etmek durumundadır. Satın aldığınız ve kullandığınız bir yazılımın bakım hizmetleri de sürekli sarf edilen hizmetlerdendir. Siz bu hizmet için örneğin yıllık bir bedel öder ve gerek güncellemeleri almaya, gerekse de arıza durumunda destek istemeye hak kazanırsınız.

Hizmetlerin ücretlendirilmesi nasıl sarf edildikleri ile yakından ilişkilidir. Elektrik dağıtım şirketiniz size her ay bir fatura düzenler, bu faturada sizin sarf ettiğiniz güç dışında şirketinizin hazır bulunurluk maliyetleri de yer alırlar. Siz hem sarf miktarınızı hem de şirketinizin size hizmete devam etmesi için giriştiği maliyetleri ödersiniz. Yemek yediğiniz lokanta sadece canınız çektiğinizde gidip yemek yediğiniz için, yemediğinizde oluşan fire, kayıp işçilik, lokasyon kira ve amortismanları, kayıp enerji maliyetleri vb.ni yediğinizde talep ettiği ücrete ekler, siz böylelikle yedikleriniz kadar yemediklerinizi de ödersiniz. Eğer çocuğunuz özel okula gidiyor ise okul size çocuğunuzun kayıtlı olduğu süre için hesap edilen bir tutarı fatura eder ödersiniz, çocuğunuzun devamsızlıkları vb. bu tutardan tenzil olunmaz. Çünkü okul kayıtlı öğrencileri için hizmete devam edebilme maliyetini karşılamak zorundadır. Yok çocuğunuz bir kamu okuluna devam ediyor ise, okul sizin vergilerinizden alınan paralarla çocuğunuzun tatilde olduğu ya da hasta olduğu ya da düpedüz haytalık edip okulu kırdığı günlerde de okul idarecilerinin, bakanlık bürokratlarının, öğretmenlerin, hizmetlilerin ücretlerini ödemeye, okulun gereken bakım ve onarımını yapmak için vergilerinizden bir kısım daha kullanmaya devam eder.. Hizmete devam edebilir olmak zorunluluğu nedeni ile çocuğunuzun okulu kırmış olması durumunda bir mali tasarruf üretemez.

Vesselam, ekonominin en yalın tarifi insan ihtiyaçlarını karşılama faaliyeti olduğudur. Bu faaliyeti sürdürebildiğiniz sürece bulabileceğiniz her türlü biçim, yol, yordam geçerlidir, meşrudur. Eğer bu faaliyeti sürdürülemez duruma getiriyorsanız seçtiğiniz her türlü yol, yordam, metot, arkasına yığdığınız ahlaki, kanuni, hukuki, ideolojik, teolojik diskur ne olursa olsun geçersizdir, gayri meşrudur.

Öte yandan eğer eğitimden bahsediyor isek bu özel hizmet alanında nicelikten çok daha önce niteliğin değer taşıdığını sadece yarım gün okul eğitimi veren Finlandiya gibi ülkelerin PISA sınavlarında gösterdiği başarı ispat edebilir. Çocuğu sınıfa tıkıp birdirbir oynatır ise sürebilecek bir hizmet modelinin ne kadar "model" olduğunu sizin ferasetinize bırakıyorum.

Herkese sabırlar ve kolaylıklar dileyerek,
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 18:13 #23

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 951
  • Teşekkür Sayısı: 383
  • Başarı: -55
barisltd yazan:
Ben hizmetin birim fiyatla alınıp satılan bir MAL olmadığını, süreklilik içerdiğini gösteren bir örnek verdim. Elbette beğenirsiniz, beğenmezsiniz keyfinize kalmış.

Ancak bir tıp doktoru olarak bu agresif, herkese saldıran, küçümseyen, aşağılamaya çalışan tavrı sağlıklı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Genellikle altta yatan kompleksler bu tür dışa vurumlara yol açar.
Bu üslubunuzdan hoşlanmıyorum. Bence tarafsız kişilerin de bu konuda fikirlerine başvursanız yerinde olur.

Şunu belirtmeliyim ki, mümkün olsa bu işi MEB ruhsatı ve ödemesi falan almadan yapmayı tercih ederim. Benim velilerim kuruma parmak hesabıyla seans sayarak değil, ne hizmet aldığına bakarak geliyor.

Yolsuzluk denilen şey eksik mal/hizmet vermek kadar sahte, yanıltıcı mal/hizmet vermektir. Eksik seans vererek bir kurum fazladan bir şey kazanmaz. Hileli ama tam seans veren bir kurumda ise çocuk hiç bir şey kazanmaz.

anti garipçiler akımı yine sahnede bir eksikle: kütahyalı.
sn barış, eğitimin süreklilik içermesi sizin gelmeyen öğrenciye gelmediği saatte fatura düzenleme hakkı vermez. diğer arkadaşların verdikleri örnekler de genel olarak tam zamanlı eğitim ya da hizmetleri kapsıyor. siz haftalık 90 dakikalık eğitimi vermeden nasıl vermiş gibi yapalımı savunuyorsunuz, gerisi laf-ı güzaf!
tespitiniz doğru: allta yatan nedenler. o ALTTA YATAN NEDENLER ne biliyor musunuz?
sektörde çoğunluğu ele geçiren yalnızca fatura kesmeye endeksli, eğitimin niteliğini önemsemeyen, servis araçlarıyla doldur boşalt yapan, diploma kiralayan, deneyimli öğretmene, fizyoterapiste ve psikoloğa daha az ücret ödemek için onları yarı zamanlı çalıştırıp lise mezunlarını derse sokan, 2-3 öğrenciyle bireysel (!) eğitim yapan, çalışana 3000 tl maaş ödeyip sgk'ya asgari ücret bildiren,öğretmene köle muamelesi yapan, insan haklarını, engelli haklarını hiçe sayan patronlar yüzünden bunlar oluyor. ne mi oluyor?
meb haftada 2 seans gibi komik uygulama yapıyor ve karşılığında düşük ücret ödüyor
meb tüm kurumlara hırsız, sahtekar gözüyle bakıyor
kamuoyu ve medya rehabilitasyon merkezlerini engellileri dolandırma merkezi olarak görüyor.
başta fizyoterapist ve psikologlar olmak üzere çalışanlar bu kötü uygulamalardan dolayı kurumları iyi bir iş bulana kadar ya da devlete atanana kadar köprüden önce son çıkış olarak görüyor.
aileler kurumlara güvenmiyor, çalışan sevmiyor, devlet hırsız gözüyle bakıyor.
DAHA SAYAYIM MI?
işte yukarıda sıraladığım birkaç madde altta yatan nedenler, bu nedenlerden dolayı sektörde çoğunluğu oluşturan o sahtekarlarla aynı kefeye konmak, rehabilitasyon merkezinde çalışıyoruz demeye utanmak!
HAKSIZ MIYIM?
sizin de hakkınızı teslim edeyim, yılların verdiği deneyimle iyi rasyonalizasyon ustası olmuşsunuz, kutlarım...
Rasyonalize etmek: Akla uydurmak, kılıf uydurmak anlamında kullanılır.Tıpta sık olarak kullanılan terimlerden biridir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Özel Eğitim Bakanlık Denetimi 20 Haz 2017 23:24 #24

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Olmuş bitmiş bir konu için boşa kürek sallıyoruz.

Allah sana da kurum sahibi olmayı nasip eder inşallah bir gün. Daha ötesinde diyebileceğim bir şey yok.

Ancak şunu unutmayın... devlet mevlet hepsi hikaye... Yaptığımız işi takdir edip değerlendirebilecek tek bir kurum vardır. O da veli'dir. Kendine güvenen sırtını ne devlete dayar, ne damar tanımaya, ne başka bir şeye.. Damar tanıma/kamera vs. benim yaptığım işi ölçemez. Kiloyla, saatle tartılıp ölçülebilecek bir şey değil bu. Veli memnun mu, çocuk istenilen hedeflere ulaşmış mı benim hizmet anlayışım budur.

Neyse, bu anlamsız tartışmaları uzatıp durmak istemiyorum. Zaten yönetmelik de değişmiş... Bu işi bırakıp gidip "sosyal etkinlik merkezi" mi açsam ne? :) :)
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.288 saniye
Sistem Kunena Forum