Seans konusundaki kısıtlamayı anlıyorum. Deniyor ki; çalışma zamanının en azından yarısını rehberlik ve danışma hizmetlerine ayırsın.. Anlayamadığım şey ise, bu hizmetler neden ücretsiz yapılıyor? Bu kadar boş, kolay ve ucuz mu? Hal böyle olunca “senden para kazanmıyorum ki ben” diyen işverenler türeyebiliyor. Psikolog ve rehber öğretmen kendisini vasıfsız hissediyor. Psikolojik danışmanların, eğitim fakültesi mezunu olmaları sebebiyle kendilerini öğretmen olarak tanımlamakta bir sıkıntıları yok ancak psikologların derse girmekten hoşlanmadıkları bir gerçek. Bir çoğu, işlerini yapamadıkları ve mesleki doyum alamadıkları gerekçesiyle ilk fırsatta sektörü terketme eğiliminde. Davranış şekillendirme modülleri olmalı, danışmanlık hizmetleri bir program dahilinde devam etmeli ve ücreti devlet tarafından karşılanmalı.
Diğer açıdan bakıldığında ise modül kısıtlaması nedir? Nedendir? Bu insanlar okul öncesi ve çocuk gelişimi öğretmenlerinden daha mı az matematik türkçe biliyor? Okuma yazmada sıkıntısı olan bir öğrencinin, önceliği gökyüzündeki yıldızları mı tanımaktır? Sosyal hayat modülünün içeriği ne derece gerçekten sosyal hayatla ilintilidir? Anlaşılabilir gibi değil!
Türkçe ve Matematik öğretmenleri neden kendi alanları dahilinde bu sektörde çalışamamaktadır? Ritmik saymayı mı bilmiyor bu insanlar yoksa dört işlemi mi? Bir ay kurs görmüş okul öncesi ve çocuk gelişimi mezunlarından neleri eksiktir de, sektör kapıları bu arkadaşlara kapalı tutulmaktadır?
Tüm bunların arkasında ciddi anlamda mesleki rekabet var; psikologlarla rehber öğretmenler çatışır birbirlerinin kuyusunu kazar aradan sosyolog ve felsefeciler sıyrılıp kazançlı çıkar. Sonra bu arkadaşlar birleşip sertifikalı rehber öğretmenlerin üzerine yürür.. Özel eğitimciler sınıfçılarla geçinemezken, sektörün kapıları elbette türkçe matematikçilere kapalı tutulur. Sosyal hizmet uzmanları varken yok sayılır. Vs vs..
Mesleki tanımlar yetersiz, branşlar arasındaki sınırlar ve yetki alanları net bir şekilde çizilmemiş ve çizilemiyor bu ülkede.
Üniversitede bir hocamız şöyle derdi; “Sosyologlar kendilerini rehber öğretmen, rehber öğretmenler kendilerini psikolog, psikologlar kendilerini psikiyatrist sanıyor”
Hal böyle olunca öğretmenlerin kendi içlerindeki karmaşayı düşünemiyorum bile..