Süreç zor daha da zor olacak. Keşke güzel şeyler de yazabilsek. Dün şikayetçi olduğumuz pek çok konu pandemi ile yerini bambaşka sorunlara bıraktı. Her şeyden önce devamlılığımız olacak mı? Ne zaman olacak? Nasıl olacak? Pek çok soru çoğumuzun aklından geçiyor. Cevaplarını bulamadığımız ama çeşitli tahminlerde bulunduğumuz.
60 günlük sürede rehabilitasyon merkezlerine dönük elle tutulur tek açıklama özel eğitim rehberlik hizmetleri genel müdürlüğünün teklifi ve bakan onayı ile geldi. Rapor sürelerinin 6 ay uzatılması. Yazıdan anladığım rehabilitasyon merkezlerini düşünmekten çok RAM ları, çalışanlarını, rapor alan bireyleri ve ailelerini düşünen bir iş olduğu. Olsun yazının bir yerlerinde biz de varız (…..Bu nedenle söz konusu bireylerin olası bulaş riskinin azaltılması ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden faydalanan bireylerin olası mağduriyetlerinin engellenmesi amacıyla, rehberlik ve araştırma merkezlerince düzenlenmiş olan özel eğitim değerlendirme kurulu raporlarından……)
Rehabilitasyon merkezlerinin mağduriyetini düşünen yok bizden başka. Biz hem içerden (bir kısım kurucular, dernekler, bir kısım öğretmenlerimiz) hem dışarıdan (Maliye, MEB, iş bilmez şube müdürleri, şefler, memurlar, müfettişler, Ucuz haber peşinde koşan medya –zaman zaman-) yaylım ateşine tutuluyoruz.
Raporların uzatılması yazısının giriş kısmı dikkatinizi çekmiştir. (Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerde enfeksiyon hastalıklarının daha ağır seyretme ihtimali bulunduğundan bu kişilerin mümkün olduğu kadar eğitim hizmeti sunucularına başvurularının azaltılması Koronavirüs hastalığı (COVİD-19) ile mücadelede önem arz etmektedir.)
Açılıştan itibaren yaşayacağımız sorunlarda var. (Hepsi tahminimdir) Muhtemeldir ki grup eğitimleri kalkacak. Aynı anda kurumda bulunabilecek öğrenci sayısı (kontenjan üzerinden ve/veya sınıf sayısı üzerinden yarıya düşecek. Bu olmasa bile servislerde aynı andaki öğrenci sayısı azaltılacak. Belki haftasonu yasağı getirilecek. Çalışma saatleri azaltılacak. Kesinlikle hijyen sağlanması için tedbir alınması istenecek ilave ekonomik maliyet demek.
Tüm bunların yanında ailelerin tavrı en belirleyici olanı olacak. Kurum sahibi olan bir arkadaşımla yaklaşık 4 günlük çalışma ile velilerimize 5 soru yönelttik cevapları ile beraber aşağıya özetlemeye çalıştım. (2 kurumdan toplam 86 veli ile telefonla görüşüldü)
Yaz dönemi kurumlar açılsın mı? 58 evet, 28 hayır %67 olumlu
Kurumlar açılırsa yaz dönemi devam eder misiniz? 48 evet, 38 hayır ( yazlık/köy/tatil sonrası diyenler hayır olarak değerlendirildi) %55 olumlu
Grup eğitimlerine katılır mısınız? 15 evet 71 hayır. %17 olumlu
Servis kullanır mısınız? 23 evet 63 hayır. %26 olumlu
Telafi eğitimleri dahil haftada 2-3 defa gelir misiniz? 35 evet 51 hayır. %40 olumlu. Yüzdeler yaklaşıktır.
Öncelikle bu bilimsel bir çalışma değil. Sadece nereye gidiyoruz sorusuna kendimizce bulmaya çalıştığımız sorulardan yola çıktık. Her tür eleştiri başımız üstüne. Daha farklı sorular da olabilirdi. Türkiye genellemesi yapılamaz. İstanbul un 2 ayrı ilçesine devam eden farklı sosyo ekonomik statüdeki ailelerle görüşüldü. Kurumlara kayıtlı tüm veliler aranmadı rastgele sıra numaraları seçildi. (A kurumunun sıra numaralarını B kurumu söyledi) Hiçbir sınıflama yapılmadı (Eğitim düzeyi gelir vb)
Yanisi bizi çok daha zor bir süreç bekliyor. En azından bu iki kurumu. Açıldıktan sonra bu tablo işle karşılaşma durumunda ne yaparız diye konuştuk. Kötü tabloda sizin izleyeceğiniz yol ne olur? tabi bu arada dilerim ki yazın açılıp sonbahar döneminde tekrar zorunlu bir tatil olmaz. Benzer çalışmayı buradaki diğer arkadaşların da yapması –farklı il ve bölgeler- daha net bir tablo çıkaracaktır diye düşünüyorum.