BAŞLIK: Yüz Tanıma!

Sayın barış,
Bir kural koymuşlar. Meclisten geçmiş.
Bizlerin uyması isteniyor.
Bu kural yanlış olabilir fakat uyulması gerekiyor.

Kamera sistemi oldu mu? Olmadı. Bir kere bir rekabette şartlar eşit olmalı. Uymayanlar ilginç maaş tekliflerine bulunuyor Eğitimcilere. Velilere diyorlar ki istediğiniz saatte gelebilirsiniz. 3 seansı 8 seansa tamamlıyorlar. Uçana kaçana yazıyorlar. Bunlar nasıl oluyor?
Bunda kamunun da büyük suçu var. Bir şekilde objektif denetim yapmıyorlar. Şimdi denetim var. Onun da hakkında bir sürü şey söyleniyor.

İnsan faktörün den uzak bir denetim sistemi sektörümüze avantaj sağlar düşüncesindeyim.
En azından daha kötü olmaz.

BKDS özel hastanelerde de uygulandı. Google dan bulabileceğiniz binlerce haberden bir tanesini buraya bırakayım.

Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi' olarak bilinen avuç içi tarama sistemi  1 aralık 2013 tarihi itibariyle özel hastanelerde zorunlu hale geldi. Bu uygulamaya göre avuç içi taramasından geçmeyen hastalar özel hastanelerde muayene olamayacaklardı. -Özel hastanelerde uygulanmaya başlanan sistemde, vatandaşların avuç içi damar iziyle TC kimlik numarasıyla eşleştirme  yapılması anlamına geliyor. Biyometrik kimlik doğrulama sisteminden 12 yaşın altındakiler, damar izi alınamayacak olanlar, parmak ve avuç içi bütünlüğü bozulmuş olanlar 70 yaş üstü yaşlılar muaf  tutulacaktı.-Bu sistem uygulamaya ilk olarak özel hastanelerde  konulmuştur.Özel hastane vezneleri önünde bekleyen hasta sayısı artmış, sisteme geçiş özel hastanelerde muayene olmak  isteyen hastaların yığılmalarına sebep olmuştur.Uygulama aylar süren personel eğitimleri ve hastaların beklemeleri sonucu rayına oturmuş özel hastanelerin giriş veznelerinde prosedür haline gelmiştir.-Danıştay, Sağlık Bakanlığı'nın 2013 yılında başlattığı Biyometrik Kimlik Doğrulama sistemi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise 8 Kasım 2014 tarihinde resmi sitesinden yayınladığı duyuru ile özel hastanelerin bu cihazları kullanmasına gerek kalmadığını duyuruldu.-Uygulamanın son bulması ile hastanelerin milyonlarca dolar ödeyerek satın aldığı cihazlar kullanılmamak üzere depolara kaldırıldı. Özel hastanelerin, milyonlarca dolar ödeyerek satın aldığı Biyometrik Kimlik Doğrulama Avuç içi damar okuma cihazları özel hastanelerin maliyet kaybına ve milli israfa neden olmuştur.-Konya’da ortalama 50 adet özel  sağlık kuruluşu olduğunu düşünürsek  her sağlık kuruluşunda 8 avuç  içi damar okuma cihazı olduğu varsayılırsa bir cihazın bedeli 4000 TL dir, Konya’da toplam 400 cihaz olduğu düşünülürse   400 cihazın bedeli olan   1.600.000 TL yani eski para ile 1.6 trilyon TL civarında bir rakam ortaya çıkmaktadır. Bu rakam ülkemiz ekonomisine ciddi bir kayıp olarak yazılmalıdır.-Sonuç olarak diyebiliriz ki,SGK’nin Özel hastanelerde uygulamaya başlattığı avuç  içi tarama projesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.Projenin sonunda SGK yetkililerinin açıklaması ise uygulamaya gerek kalmadı  denilerek açıklama yapacak neden ve sebep ilişkisi bile kurulamamıştır.- Pilot bölge ve pilot hastane seçilmeden denemesi yapılmadan tüm özel hastanelerde uygulanma zorunluluğu getirilen sistem sadece Konya’da bulunan özel hastanelerin kasalarından çıkan 696.000 dolara sebep olmuştur. Bu maliyet ise yine vatandaşımıza muayenler de farkların artırılması gibi uygulama olarak geri dönmüştür.Yani maalesef bu devasal paralar yine vatandaşın cebine yansıtılmıştır.-.Bu uygulamada kim karlı  oldu sizce sadece cihazı satan firma. Peki bu tür uygulamalar uygulamaya konulmadan önce tüm faktörler incelenmeli, yasal yaptırımlarda dikkate alındıktan sonra pilot bölgeler seçilerek devlet kuruluşlarında örnek uygulamaların yapılması gerekmeli değil mi? Boşa harcanan her türk lirası ekonomimizi  bir adım geriye götürmüyor  mu? Kaynak: ÖZEL HASTANELERDE AVUÇ İÇİ TARAMA BAŞARISIZLIĞI - Ahmet Gedikkaya

YÜZ TANIMA GELİYOR!
yüz tanıma sisteminden neden korkuyorsun?
* kurumlar bir hafta tatilken bile full fatura kesenler korksun!
* yıllardır gelene gelmeyene, uçana kaçana fatura kese kese cebini, göbeğini, gıdığını büyüten korksun!
* bizlerde devam oranı yüzde 50'lerdeyken, artan öğrenci sayısına bağlı olarak asgari ücretten sertifikalı peşinde koşan tüccar korksun!
* ramlarda, hastanelerde, okullarda, alt özel sınıflarda öğrenci avı için alan taramacı adı altında bazı ahlaksızları çalıştıranlar korksun!
* velilere elden ödeme yapan korksun!
* bir gecede tüm kameraların çalındığı kurumlar korksun!
* kamera sistemini denetleyenlere aylık 5 bin tl'den başlayan avantalar verenler korksun!
* milli eğitim şube müdürlerini ya da memurların yakınlarını kurumlarına ortak edip kaleyi içerden fethedenler korksun!
* sırf denetimsiz, kontrolsuz garanti para kokusuyla sektöre giren müteahhit, benzinci, pavyoncu, kömürcü, çek senet tahsilatçısı korksun!
* ve daha bir çok madde yazacağım da şimdilik bunlar korksun!
SEN NEDEN KORKUYORSUN?

Yüz tanıma gelmelidir. Maliyeti de kurumlara yuklenmemelidir. Geri kalan tüm sıkıntılarına şahsım adına razıyım. Yeter ki sağlam bir sistem olsun. Yeter ki maliyetini biz karşılamayalim. Tamam hepsi kvkk ya ters ama bana gore en uygun olanı bu ve sektörün adının artık saygıyla anılmaya başlanması için bu uygulama bir an önce gelmelidir.

Yüz tanimada kod olarak girdiğinden kayıtlar GB değil kb olarak hem saklanabilir hem de anında bakanlığın sistemine düşer. Tek elden, kimsenin şaibeli bir is yapmasına müsaade etmeyecek olması benim tek sağlam dayanağım. Bu şekilde en azından birçok sorun çözülecektir diye düşünüyorum. Zan altında kalmayacağız, nasılsa seans yazarım diye sektöre girenler ister istemez sistemden çıkacaktır, yeni girecek olanlar da buna göre sisteme dahil olacaktır.

Yine söylüyorum yine yine yine.
Herseyden önce de Kota şart. İyi çalışılmış engelli bireyin ve kurumların zararına olmayacak bir kota şart. Bina kontenjanına göre üst kayıt limitiyle şart. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapılıp bir an önce ilgili mercilere sunulması ve kabul ettirilmesi gerektiğini savunuyorum.

Saygılar

garip yazan:
Güzel analiz tebrik ederim

Sayin garip bana cevaben yazmadığınızi biliyorum, biliyorum çünkü bir korkum yok. Sadece şuna dikkat çekmeye çalışıyorum. Bkds geldi ve bahsettiğimiz kurumlar!!! Şimdilerde yaptıklarını -kamera denetçileri ile olan iliskilerini- en kotu senaryoda bir fazla servis aileye yine destek vb ogrenciyj alacak kuruma getirecek bkds den geçirecek sonra parasını gene alacak. Sınıfta verilen eğitim yine kimsenin umurunda olmayacak ben, siz ve belli bir azınlık-pandemi sürecinde %60 devama zor ulaşan azınlık- için değişen bir şey olmayacak. Hırsızlıkta usulsüzlükte yine yapılacak. Bir farkla bu sefer belki yaygin şekilde kurumlara hırsız diyemeyecekler. Ama egitim olmayacak çoğunlukla bunu biliyoruz. Asgari ücretle çalışmalar devam edecek, elden Maaşlar devam edecek. Egitim tamamen bitecek bazi kurumlarda. Yaygın şekilde kurumlarda toplu ogrenci bekletilecek. Saati gelen bkds den geçecek kanun önünde çocuk geldi mi geldi. Ogrenci gelsin diye aileye yine para teklif edilecek. Bazi oog dışındaki özel eğitim çocuğu olan bjr kısım ailenin canına minnet gitsin de bir kac saat nefes alayım!!!! ( tüm aileler bu bakış açısında değil eğitimi önemseyen zaten gidecek gitmeyen eğitimi önemsemeyen de böyle düşünür hele birde çocuğa harçlık veriliyorsa)

Ozel hastanelerde bu iş denenirken çıkış noktası şuydu. Hasta muayene olmaya gider kimlik bilgilerini bqzenfotokopisini verir muqyene olur. Erkeklere doğum yaptığı bile gösterildiği olmustu. Bunun önüne geçmek istediler. Bkds getirdiler ne farketti. Grip için gidene ultrason da sokuşturdular. Eczaneler sgk linin muayene ücretini almakla görevlendirildi.20-30tl haksız bir dünya para topladılar. En son nasıl çözüm buldular. Sgk simdi mesaj a döndü. Şu hastanede şu birimde muayene oldunuz ilaclariniz şunlar katılımı payınız şu kadar diye.

Tek korkum şu diyebilirim. Bu sistem gelir belli bazi firmalara bu iş yaptırılır parası kurumlara odetilir 3-5 ay sonra olmuyormuş diye kaldırıp çöpe atarlar.

Yani demem o ki bkds gelir (gelsin) ama değişen bir şey olmaz. Bkds yi kontrol edenleri kontrol edenlere gün doğar hemde kılıfı hazır bir şekilde. Hele birde bu kontrol yetkisi ilçelere verildi mi bak seyreyle

sn gezenti size yazmadım. genel olarak yüz tanımaya karşı çıkanlara yazdım, bu sistem kökünden değişmeli ödeme aileye yapılsın falan diyenler hariç tabi ki...
yukarıda uzun bir paylaşım yapmışssınız tümünü okumadım, çeşitli gerekçelerle denetime hayır diyen bir haber. artık kamuda, yerel yönetimlerde, bankalarda ve bir çok işletmede kullanılan bu tanıma sistemine yetki ilçede olacaksa falan diye karşı çıkmak bence yanlış. sistem tabi ki bakanlığa ve mebbise entegre olacak. eğer haram yemiyorum diyorsanız, diğer hırsızların sektörden kaçması için desteklemeniz gerekir. bakın yazı yayımlandığı gün kurumların yarısı satış ve kapanış hazırlıkları yapmazsa ben bir daha yazmayacağım, söz!

garip yazan:
Değerli arkadaşım... ben karşı olduğumu defalarca belirttim ama bir şeyden korkum olduğu için değil, zaten yamuk olan bir düzenin bu tür tırnak törpüsüyle düzeltilemeyeceğine inandığım için...

Meb mutlaka bu işi yapacaksa bence her kuruma bir kapı görevlisi atasın. Hem daha ucuza gelir, hem daha sağlıklı olur. Hatta bu görevlilerin maaşını da bizden kessin.

Şimdi gezenti arkadaş hastaneleri örnek vermiş.SGK bu sistemi uygulamaya soktuğunda özellikle doğu güneydoğuda pıtırak gibi açılan özel hastanelere her gün yüzlerce kişinin otobüslerle, dolmuşlarla taşınıp akılalmaz hasta girişi yapıldığı haberlerini hepimiz okumuşuzdur.

Bunda da değişen bir şey yok. Çocukları topla getir, kamera önünden geçir, olsun bitsin. Bunu yapmak zor bir şey değil ki... Maliyeti çok fazla etkilez bile.

Bu bizim hangi derdimizi çözecek ki?

*************

Bugün büyük bir ilimizde 4 gündür elektrik, su, internet, telefon yok. Ve biz eşeğimizi yüksek teknoloji bir sisteme bağlamaya çalışıyoruz. Dediğim gibi, bu konuda bence en sağlıklı düşünecek olanlar daha önce pilot uygulamayı yaşamış olanlar. Meb'in basit bir veri aktarımı için dahi yüksek maliyetli VPN internet bağlantısı istediğini unutmayalım. Bu işte de MEB kesinlikle maliyetleri kurumlara yıkacaktır. Aksini düşünen arkadaşlar utopya hayali kuruyor.