Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Sosyal Medya

Sosyal Medya 27 Oca 2020 16:07 #177

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Obey yazan:
Komik ya da saçma olduğunu düşündüğünüz hangisi?
.

Komik ya da saçma olan "devlette çalışanlar kebap yapıyor, biz niye çile çekiyoruz" mantığıdır.

Devletin çalışma koşulları -doğu, güneydoğu, köyler, mezralar gibi yerleri saymazsak- hiç bir sektörde olmadığı kadar rahat!

Devlette günde 6 saat, haftada 5 gün çalışma sadece yüksek riskli işlerde vardır. Onlarda da bu kadar tatil yoktur.

Özel sektörde hiç kimse bu derece gevşek çalışma koşullarında çalışmaz. Yerin 500m altında madende çalışan işçi bile öğretmenle aynı maaşı alıyor.

Hani ütopyadan bahsediyorduk. Bir İsviçre, Hollanda olsak haftada 4 gün, günde 4 saat çalışalım. Öğretmen arkadaşların talepleri de ülke gerçekleri açısından ütopyadan başka bir şey değil. Bugün sabah 08:00-14:00 arası haftada 5 gün, ayrıca yılda 4 kez tatil yaparak hiç bir kurum ayakta kalamaz. Bir kurum eline geçen ödeneğin %100'ünü öğretmenlere verse yine yetmez.

***********

Bu taleplerin saçmalığı şurada: Bunu dile getiren kişilerin altta yatan esas talebi rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerinin şartlarının iyileştirilmesi falan değil... kadrolu olarak devlete atanmak. Bir diğer deyişle kurumların kamulaştırılmasını istiyorlar. E, buyursun yapsın devlet. Kurumları kamulaştırsın. Öğretmenleri de kadroya alsın. Sorun çözülsün.

Diğer taraftan; kurumlar seans ücreti olarak 200TL alıyor olsa, öğretmen ücretleri 8-10 bin TL civarında dolaşsa acaba kaç tane öğretmen bu koşullarda devlete geçmeyi ister. O zaman da haftada 30 saat, yarım gün çalışalım derler mi?

Bir an için öğretmen arkadaşların bu taleplerinin gerçekleştiğini düşünelim. Bunun anlamı kurumlar için en az %30 maliyet artışıdır. Mevcut mevzuat ve ödemelerle bunu karşılayabilecek bir kurum dahi olduğunu sanmıyorum. Sektörü batırmak 30.000 civarında insanın işinden olması demek. Devlet de kadro açmazsa artık simit satar bu insanlar.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, selim80, obay35

Sosyal Medya 27 Oca 2020 16:23 #178

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Yahu öğretmenlerin özlük hakkı olsun kurumlar batsın mantığında olan kim?
Öğretmenlerin bu hakkı olsa ki (kamu ve özel arasında hem ücret hem çalışma şartları bakımından en fazla uçurum olan sektör bu) en basitinden zam konusunda yardımcı olmak istemez mi? Siz öğretmenlerin yanında durmuyorsunuz ki onlar sizlerin yanında dursun. Her koyun kendi bacağından asılır mantığı iki ayrı kutup oluşturdu. İlk adımı olgunluk bakımından sizlerin atması gerekiyor. Kestirip atmak kolay, zor olan çabalamaktır. Ben boşuna mı uğraşıyorum burada sizlere açıklama yapmak için. İki tarafta mutlu olsun diye...
Yoksa bende derim kurum sahipleri şöyle böyle diye... Hiçbirşey olmazsa çamur at izi kalsın. Öğretmenlerden fazla sizlerin desteklemesi gerekir bu istekleri. Her yıl kadro yenilemekten bıkmadınız mı. Zorunluluktan donanımı yetersiz kişilerle çalışmaktan sıkılmadınız mı?
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sosyal Medya 27 Oca 2020 16:33 #179

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Obey yazan:
Yahu öğretmenlerin özlük hakkı olsun kurumlar batsın mantığında olan kim?
ı. Zorunluluktan donanımı yetersiz kişilerle çalışmaktan sıkılmadınız mı?

Sayın obey,

Kavgayı kurumlar başlatmadı, sosyal medyada bir avuç kişi başlattı. Üstelik bunları bir hak arama çerçevesinden ziyade kurumları aşağılama, kötüleme temelinde başlattılar.

Elbette öğretmenlerin iyi çalışma şartları da olsun, tatminkar ücretleri de olsun. Kurumların temel direği insan kaynaklarıdır. Hiç kimse zırt pırt öğretmen değiştirmek, aramak istemez. İyi de, bir kurum bir öğretmene devlette alacağı kadar dahi ücret vermekten aciz hale düşmüşse bunun çözümü öğretmene kadro verilmesi değil, kurumların gelir şartlarının düzeltilmesidir.

Bakın orada "gelmeyen çocuğun telafisine ek ücret" talebi bile var. İyi güzel de, bu para havadan mı gelecek?

Bu ödemeler çok yetersiz derken öğretmen arkadaşlar niye bu konuda destek çıkmıyor? Yüztanıma, kamera vs. bizim insan haysiyetimize hakarettir diyen öğretmen niye çıkmıyor? Devlette çalışan öğretmenin yoklama defterine attığı imza muteberken benim çizelgeye attığım imza niye geçersiz diye öğretmen arkadaşlar nerede?

30.000 kurum çalışanı öğretmen arkadaş kadro kampanyasının yarısı kadar "kurum ödenekleri çok yetersiz. Maaş alamıyoruz" dese acaba bir şey farkeder mi? Çünkü biz kurumlar olarak söylediğimizde "patronlar para istiyor" oluyoruz ve yanımızda olması gereken çalışanlar karşımızda durunca durum iyice vahimleşiyor.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, selim80, obay35

Sosyal Medya 27 Oca 2020 16:50 #180

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Başlatanlar hiç önemli değil sayın Barış. Sizlerin de bu tartışmaya girme niyeti varmış ki olay buralara kadar geldi. Sizler bitiren olun. Bulunduğu yerde mutlu olan, maddi, manevi tatmin olan öğretmen emin olun çalıştığı yere sizden fazla sahip çıkar. 60 bin lafta kalmaz. Öğretmen veliyi de işin içine sokar, diğer branşlardaki meslektaşlarını da. Elinizde resmen bomba gibi bir potansiyel var ama sürekli kendi elinizde patlatıyorsunuz.
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sosyal Medya 27 Oca 2020 16:50 #181

  • tartanc
  • tartanc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Herşey neye layıksa ona dönüşür.
  • Gönderiler: 3651
  • Teşekkür Sayısı: 2865
  • Başarı: 54
Sayın obey,
Kusura bakmayın. Kurum sahiplerinin hepsine hırsız diyen, p. ç diyen, binbir hakaret eden. İspatlanamayan çok fazla ithamda bulunan şahısların yanında mı duracağım?

Bir öğtetmen yazmış Finlandiya haftada 4 gün çalışıyor. Biz de 4 gün çalışalım diye. İsteklerinin sonu yok.
İlk özel öğretim kurumu açıldığından beri burada çalışan öğretmenler SSK lı dır.

Bu kurumlara çocuklar saat 15.00 den sonra geliyor yoğunlukla. 14.00 olursa kapatalım. Gitsin.
Aslında sayın Barış yazmış. Devlet bu kurumları kamulaştırma bedelini ödeyerek kamulaştırsın. Hepiniz rahat edin.
700.000 öğretmen atama bekliyor. Bu sektör
35.000 öğretmene eğrisi ile doğrusu ile iş imkanı veriyor. Kötü mü?
Sistemi sorguluyacaksak, öncelikle intihar eden öğretmenleri de unutmamalıyız.
Bu istekler olursa, kurumlar kapanır. Kapansın. 2650 tane sözün ona patron! mağdur olsun. Öbür yandan 60.000 çalışan ve ailelerini düşünen olmayacak. 350.000 özel birey ve ailelerine kim ne diyecek?
MEB e bir şekilde atanmak isteyenler kara propaganda yapıyor. Bir kısmı en azından.
Kamu bu durumda bütün öğretmenleri özel öğretim kurumlarında çalışan atamak zorunda kalacak. Bir şeyler düzelecekse yapsınlar.

Bu arkadaşlar ne yaptıklarının farkında değiller.
Son Düzenleme: 27 Oca 2020 16:53 yazan tartanc.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd

Sosyal Medya 27 Oca 2020 17:25 #182

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Obey yazan:
Başlatanlar hiç önemli değil sayın Barış. Sizlerin de bu tartışmaya girme niyeti varmış ki olay buralara kadar geldi. Sizler bitiren olun. Bulunduğu yerde mutlu olan, maddi, manevi tatmin olan öğretmen emin olun çalıştığı yere sizden fazla sahip çıkar.

Doğru! Ateşe körükle gitmemek lazım.

Ancak bakın ben bunca yılda bazı kendini eğitimci zanneden arkadaşlardan sayısız kere kazık yedim. Bunun yanı sıra emekliliği gelen, kurumu kendi işyeri gibi gören, hala bizimle olan eğitimci arkadaşlarımız da var. Hiç şüphem yok ki, pek çok kurum eğitimcisini suistimal etmiştir, ediyordur. Diğer taraftan personelinin arkasından vurmadığı kurumu mumla aramanız lazım.

Yıllardır buralarda bu konuları dile getiren kaç kurum sahibi görüp duydunuz. Böyle şeyler uluorta konuşulmaz, her yerde söylenmez.

Öğretmen arkadaşlar kadro da isteyebilirler, şartların iyileştirilmesini de isteyebilirler. Çok haklı istekler bunlar. Ancak bunu yaparken kurumları kaldıraç yapmaya hakları yok. Devlette kadroya geçmenin yolu bellidir. Sınava girer, atama için başvurursunuz. Kurada adınız çıkarsa atanır, devlette çalışırsınız. Bu kadar basit.

Özel Eğitim merkezinde çalışmak istiyorsanız kurumla oturur pazarlığınızı edersiniz. Şartları beğenmiyorsanız çalışmazsınız. Bu da bu kadar basit. Devleti bir kenara koyarsak 2500 tane kurum var. Onu da bir yana koyarsak anaokulları, kreşler, özel okullar var.

Bu arkadaşlar kendileri için bir şey isterken benim personelime, kendi meslektaşlarına zarar verdiğinin farkında değil. Bu taleplerin gerçekleşmesi herkesten önce onlara zarar verecek.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, obay35, Obey

Sosyal Medya 27 Oca 2020 20:28 #183

  • AliGalipDursen
  • AliGalipDursen Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 343
  • Teşekkür Sayısı: 655
  • Başarı: 16
Sayın obey,

Ben anlayamıyorum sahiden, üstelik babam öğretmen, eşim öğretmen, kızım öğretmen.

Lütfen işçi statüsünde neden öğretmen olamayacağını, kamu da içinde olmak üzere, örgün, yaygın eğitim kurumlarında çalışan bu on binlerce eğitim personelinin mesleki sıfatlarının ne olduğu hakkında beni aydınlatın lütfen.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sosyal Medya 27 Oca 2020 21:08 #184

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Aslında cevap sorduğunuz sorunun içinde sayın Aligalip

"İşçi statüsünde öğretmen"

Siz kullanıyorsunuz bu kelimeyi fakat sadece işçi statüsünde bakan, gören kişiler olduğunu benden iyi biliyorsunuz, örneklerini görüyorsunuz, bu şekilde yaklaşım gösteren tanıdığınız kurum sahipleri var. Hatta kendini kurnaz sanan bir kurum sahibinin dediği hala aklımda. " Ben zamanında ticaret yaptım. Bakkalı nasıl idare ettiysem burayı da öyle idare ediyorum..." ve bununla gurur duyuyordu.
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.417 saniye
Sistem Kunena Forum